Kuzey Irak’ın Metina bölgesindeki üs noktalarına PKK’lı teröristler sızmaya çalışırken 9 askerimiz vatanın bekası için şehit oldu. Saldırı, terör örgütünün barınma noktaları arasında yer alan “metina” bölgesinde yaşandı.
Metina bölgesinde terör örgütünün muhtemel hakimiyeti ülkemiz için gerçek anlamda bir beka sorunu demektir. Çünkü zaho -haftanin-metina – Zap- Avaşin bölgeleri ülkemizin sınırına paralel uzanan ve sınırınıza en yakın bölgeler. Bu şeytan düzleminde terör örgütünün palazlanmasına izin verilirse kendi topraklamız içindeki sınır karakollarına yapılacak baskınlarda tıpkı 1990’lardaki gibi çok sayıda şehit verdiğimiz günlere dönebiliriz.
Dolayısıyla içinde askerlerimizin şehit olduğu Metina bölgesi de dahil olmak üzere sınırımıza yakın bu düzlemden asla askerimizi eksik edemeyiz. Zaten Türk ordusu bu lanet terör örgütüyle mücadeleye başladığı yıllardan beri o bölgede sürekli operasyon yapıyor. Ben,1998 de Şırnak’ta vatani görevimi yaparken Zaho-Zap-metanin bölgesine mütemadiyen yapılan operasyonlara katıldığımı biliyorum. Yani bu bölge yıllardır teröristlerle çatıştığımız bir bölge.
Türkiye ne yapacak?
Cumhurbaşkanı güvenlik zirvesini topladı. Zirveden terörle mücadele kararlılığı vurgulandı. Zaten askerlerimize karşı yapılan saldırı sonrası TSK bölgede yoğun şekilde operasyon düzenliyor. Bu operasyonlarda pek çok terör unsuru yok edildi ve yok edilmeye de devam edecek. Teröre karşı silahlı mücadele en meşru ve doğal hakkımız olarak devam edecek.
Diplomatik olarak ne yapılmalı?
Diplomatik anlamda ne yapılması gerektiğini konuşabilmek için öncelikle terörün arkadasındaki asıl gücü belirlemek lazım. Tabi yıllara dayanan tecrübe ile terör örgütünün arkasında ki devletin ABD olduğunu biliyoruz. Hatta o kadar ki artık ABD, bu terör örgütüne verdiği maddi desteği resmî bütçesinde bile gösteriyor.
Ancak mevcut gelinen konjonktürde tüm sorumluluğu ABD’ye atmak doğru değil. Saldırının gerçekleştiği bölge Suriye değil, K. Irak. Bu bölgede PKK’yı besleyen ve ondan medet uman farklı üst akıllarda var.
İran gerçeği;
Bunların en önemlisi İran. K.Irak’ın siyasi yönetiminde İran’ın mutlak bir hegemonyası var. İran destekli K.Irakta etkin olan siyasi hareketler PKK’yı doğrudan destekliyorlar. İran PKK’yı destekleyerek hem K. Irakta Kürtler üzerinden kendine zemin oluşturuyor hem de tabanının güçlü olmadığı ama varlığını hissettirmek için çok çaba sarf ettiği Suriye’de kendisine yerli bir ittifak ortağı ediniyor.
Astana masası aktifleştirilmeli;
Türkiye bu aşamada daha önce Suriye’de çözüm için ABD’ye rağmen kurulan Astana masasını yeniden aktif hale getirmeli.
Bu masada Türkiye, İran, Suriye ve Rusya var. Masanın aktif hale getirilmesiyle birlikte İran’ın PKK üzerinden kurguladığı iktidar mücadelesi Rusya’nın ağırlığını koyması ve Suriye ile normalleşme sürecinin hızlanması ile boşa çıkartılabilir.
Suriye hükümetinin acziyetinin sona erdirilmesi ABD tarafından kendisine itibar kazandırılmaya çalışılan YPG’nin yeniden terör listesine girmesini sağlayacaktır. Ya da en azından YPG’nin terör örgütü olduğu hususunda bir uzlaşı sağlanacaktır. Suriye hükümeti ile normalleşme sürecine girilmesi bu terör unsurlarının sınırımıza yakın bölgelerde cirit atmasını engellemesi bakımından da çok önemli.
Suriye’de sorun çözülürse geleneksel PKK ile başa baş kalırız. Daha evvel defalarca başını ezdiğimiz bu yılanın bir kez daha başını ezmekte zorlanmayız.